AB ile İlişkiler

Bosna Savaşı sırasında tüm Batı dünyasıyla birlikte kötü bir sınav veren AB, trajedinin üzerinden üç sene geçtiğinde bu kez Kosova krizi ile karşı karşıya kaldı. AB bu savaşta da ABD’nin açıkça arkasında kalmıştır. ABD’nin inisiyatifiyle gerçekleşen NATO saldırıları akabinde ise Kosova Avrupa’ya bırakılmıştır. Yapılan anlaşmalar neticesinde oluşturan UNMİK bölgenin devlet yönetimi olmuş, KFOR da askeri anlamda görevlendirilmiştir. Fakat savaşın üzerinden altı yıl geçtiğinde bu kurumların Kosova’da başarılı olduklarından söylenemez. Zira siyasi süreç temelde işliyor olsa da Kosovalı politikacılar adeta bir cendere içerisine alınarak elleri kolları bağlanmış, Kosova’nın yarınları için önemli kararların alınması noktasında etkisiz eleman pozisyonuna büründürülmüştür. Kosova Anayasa çerçevesi açıkça bunu söylemektedir ve hâlâ devam etmekte olan 1244 sayılı BMGK kararı ise Arnavutları resmen Sırbistan içerisinde tutmaya devam etmektedir.
Avrupalılar Kosova’yı bir laboratuar olarak kullanmaktadır. Siyasi, ekonomik ve sosyal anlamda hiçbir şey yolunda gitmemektedir. Siyasi süreç statü sorununa takılmış, fakat bu konuda kendilerinin de geçerli bir kararı bulunmamaktadır. Kosova’nın statü kriterleri olarak belirtilen sekiz madde AB’ye sadece zaman kazandırmaktadır. En son statü görüşmeleri için belirtilen tarih ise 2005 Eylülüdür.
Kosova ekonomik anlamda neredeyse sıfır ihracat ve her şeyini ithal eden, işsizliğin yer yer %70’lere vardığı, dışarıda bulunan akrabalarından nakdi destek almaması halinde insanların aç kalacağı bir ülke haline gelmiştir. Sosyal anlamda ise tüm Kosova adeta misyonerlere teslim edilmiştir. Genç nüfusun yoğun olduğu Kosova’da fuhuş ve yolsuzluklar bizzat UNMİK yönetiminin de karıştığı olaylar arasındadır. Ve ne yazık ki, Kosova’da suç ve fuhuş oranı seneden seneye katlanarak artmaktadır.
AB’nin Kosova’nın ekonomik kalkınmasındaki başarısızlığı nedeniyle bugün Kosova vatandaşları, işsizliğin ve fakirliğin tek müsebbibi olarak AB’yi görmektedirler. AB’nin Kosova’da güvenlik sorumlusu Javier Solana’ya bağlı diplomatik temsilcilği bulunmaktadır. Halen bu temsilciliğin herhangi bir başarısından bahsedilemez.
Diğer taraftan, AB’nin Fransa, Almanya, İtalya ve İngiltere gibi en önemli devletlerinin Kosova temsilcilikleri mevcuttur. Bu temsilcilikler birçok siyasi ve diplomatik faaliyetlerde bulunmakta ve Kosova hakkında karar verici makam konumundadırlar. Amerikan Temsilciliği ile beraber bu temsilcilikler, Kosova’daki siyasi kararların alınmasına ve değerlendirmelerin yapılmasına da katılmaktadır.
Bugün Arnavut vatandaşları nezdinde, AB’nin Kosova’nın bağımsız bir ülke kararlılığı oluşuncaya kadar ona karşı şüpheci yaklaşımlar devam edecektir. Kosovalı Arnavutların şüphelerinin önemli bir nedeni de, AB’nin Sırbistan-Karadağ Devleti’ni kolladığı ve bir şekilde 1244 nolu kararın sürdürülmesi fikri yönündeki güçlü kanaatleridir. Bu anlamda AB’nin 1990’lı yıllarda Bosna özel temsilciliğini yapan Lord Owen, NATO’nun, Kosova’nın baskın Arnavut nüfusuna rağmen daha fazla Sırbistan lehine varlığını sürdüremeyeceğini ifade etmiştir.

Yorum bırakın