Sırp-Sloven-Hırvat Krallığı Dönemi

1878 yılında bağımsızlığını kazanan Sırbistan’ın amacı, büyük bir Slav devleti kurmaktı. Güney Slavları (Yugo-Slav) için düşünülen topraklar, Makedonya’dan Slovenya’ya kadar uzanıyordu. I. Dünya Savaşı öncesinde sadece Sırbistan ve Karadağ bağımsız bir devlet durumundaydılar. Hırvatistan ve Slovenya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun bir parçasıydı. Bosna-Hersek, Avusturya-Macaristan tarafından 1908 yılında ilhak edilmişti. Makedonya ise, Balkan Savaşları sonunda Yunanistan, Bulgaristan ve Sırbistan arasında paylaşılmıştı. 1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı’na bütün Güney Slav milletleri katıldılar.
I. Dünya Savaşı yıllarında Kosova toprakları, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan ordularının işgaline uğramıştır. Bu tarihlerde Sırplardan kurtulma fikriyle hareket eden Kosova Arnavutları, Avusturya işgalini desteklediler. I. Dünya Savaşı, Sırbistan ve Karadağ’ın dahil olduğu İtilaf devletlerinin galibiyetiyle sona erdi. İtilaf güçleri de, savaşta yenilen tarafta yer alan Avusturya-Macaristan’ın parçalanmasına ve Hırvatistan, Slovenya ile Bosna-Hersek’in Sırbistan’la aynı devlet çatısı altında bulunması fikrine destek verdiler.
1918 Haziran’ında, Sırbistan, Karadağ ve Avusturya-Macaristan’ın güney Slav eyaletleri temsilcileri, Korfu Paktı’nı imzalayarak, Karageorgevich ailesinin hükümdarlığında bir birlik kurmaya karar vermişlerdi. Yugoslavya Krallığı, çöken Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’yla boy ölçüşecek kadar çok etnik çeşitlilik gösteriyordu. Yeni krallıkta Almanlar, Macarlar, Arnavutlar önemli azınlıklar olarak belirlenmişlerdi. Fakat her halk farklı tarihî ve kültürel nedenlerden kendini yeni devlete yabancı hissediyordu.
1913 tarihi, Kosova’nın sömürgeleştirilme sürecinin başlangıcı olmuştur. Bu süreç sonunda, bölgede %25 olan Sırp nüfusunun %33’lere yükseldiği gözlemlenmiştir. Kosova’nın ünlü Drenitsa bölgesinde I. Dünya Savaşı’ndan sonra, kökü Osmanlı idaresinin son dönemine kadar dayanan Azem Beyta’nın oluşturduğu bir gerilla hareketi başlamıştır. Sayıları 600’ü bulan bu grup, Sırp polisi ve jandarması ile uzun yıllar savaşmıştır. Beyta’nın bu başarılı “Kaçak Hareketi” Kosova’da Drenitsa (1923-24) başta olmak üzere bazı bölgelerin kurtarılmış bölge haline gelmesini sağlamıştır. Harekete son vermek için Sırp polisi büyük çaba sarf etmiş, bu hareketin üyelerine ve onların ailelerine baskı uygulamış; kadın, çocuk ayrımı yapmadan çoğunu öldürmüştür. Kaçak Hareketi ancak 1924’te Yugoslavya ordusu tarafından yok edilmiş ve Azem Beyta öldürülmüştür. Azem Beyta, Kosova Arnavutlarının bağımsızlık mücadelesinin sembolü olmuş ve halk arasında adına türküler bestelenerek efsaneleştirilmiştir.
Sırp-Sloven-Hırvat Krallığı 1921’den itibaren tamamen Sırpların kontrolü altına girmiş; 1929 yılından itibaren de krallıkta parlamento feshedilerek diktatörlük rejimine geçilmiştir. Sırpların hakimiyetindeki I. Yugoslavya’nın ömrü fazla uzun sürmemiş ve II. Dünya Savaşı’nın (1939–45) başlamasının ardından, nihayet 8 Temmuz 1941 tarihinde tekrar parçalanmıştır. Savaş müddetince bölgeye anarşi hakim olmuştur. Almanların himayesini alan Hırvatlar, Bağımsız Hırvat Devleti’ni kurarak, Sırplara karşı baskı kurmuşlarNisan 1941’de Yugoslavya, Mihver Devletleri tarafından işgal edildi. Kosova’nın büyük bir bölümü ve Makedonya’nın batısı İtalyan işgal bölgesi, geri kalan bölümü de zengin maden yatakları nedeniyle Alman işgal bölgesi oldu. İtalya kendi işgal bölgesindeki yerlerin Arnavutluk ile birleşmesine izin verdi. Alman hükümeti de Birleşik Arnavutluk’u savaş sonunda tanıyacağını bildirdi. II. Dünya Savaşı boyunca Birleşik Arnavutluk’un bir parçası olan Kosova ve Batı Makedonya’da, Almanlar tarafından Arnavut okulları, idaresi ve jandarması kuruldu. Bu sebeplerden dolayı, komünistlerin öncülüğündeki Partizan hareketi Kosova’da gelişme fırsatı bulamadı. Kosova Arnavutları arasında Partizan hareketin güçlendiği 1944 yılında, Drenitsa bölgesinde, Şaban Poluzha bağımsızlık savaşçısı olarak ortaya çıktı. Kosova’nın Arnavutluk ile birleşmesini isteyen Şaban Poluzha Tito Partizanları ile işbirliği yapılmasına karşı çıktı. Bu nedenle, Poluzha’nın birlikleri Kosova’da kalarak Tito Partizanlarına karşı savaştı. 1946 yılında, Poluzha’nın öldürüldüğü tarihten bu yana Kosova tekrar Yugoslavya’nın bir parçası oldu.

Yorum bırakın