İslam Ülkeleriyle İlişkiler

İslam ülkelerinin Kosova’da siyasi varlığından söz edilemez. Bunun sebebi, komünist dönem boyunca adeta cendereye alınan ve hemen her türlü dini faaliyetleri engellenen Müslümanlara konan inanç ambargoları nedeniyle İslam dünyası ile hemen hiçbir irtibatın olmaması, Kosova’da mevcut olan uluslararası karar vericiler ve genel olarak İslam dünyası hakkında önyargıya sahip güçlerdir. 11 Eylül 2001 ve son olarak 7 Temmuz 2005 olaylarının ardından önyargı ve antipropaganda gittikçe artmaktadır. İslam ülkeleri arasında, Mısır gibi Kosovalıların UNMIK pasaportunu tanımayan ve Yugoslav pasaportuna öncelik tanıyan ülkeler de bulunmaktadır. Bu olay kendi ülkelerine sıkışan ve birçok alanda mahrumiyetler yaşayan Kosovalıları üzmektedir. Dolayısıyla, İslam ülkelerinin Kosova’daki varlığı ancak insani yardım organizasyonlarıyla hayatiyetini sürdürmektedir. Bu yönde Suudi Arabistan ön plandadır. Birleşik Suudi Komitesi Kosova’da sağlık alanında, Kosova’nın Üniversite Kliniği içinde (Priştina) modern bir lapraskopi merkezi açmış ve başka birçok projeye imza atmıştır. Bu kurum, Kosova köylerinin altyapılarının düzeltilmesi konusunda da önemli katkılarda bulunmuştur.
Arap ülkeleri ayrıca 1998–99 yıllarında Sırp silahlı güçlerince yıkılan camilerin yeniden yaptırılmasına da destek vermişlerdir. Suudi Arabistan ve diğer İslam ülkelerinin yardımları sayesinde onlarca cami Kosovalı Müslümanların hizmetine sunulmuştur. Fakat bu hayırlı işler de sık sık idari engellere takılmıştır. Bunun en belirgin örneği Priştina’de Suudi Arabistan’ın yaptırılması için 10 milyon dolar bağışladığı İslam Kültür Merkezi’nin inşasının engellenmesidir. Bu merkezin inşasına daha önce izin verilmesine rağmen, Kosova Demokrat Birliği’nin başında bulunduğu idare, inşa iznini iptal ederek durdurmuştur. Yaşanan bu olay da İslam ülkelerinin varlığının önüne yerli ve uluslararası idarece konan engellerin kanıtıdır.
Savaş sonrasındaki yıllarda İslam ülkeleri tarafından insanları hacca göndermek için önemli yardımlar yapılmıştır. Bu yardımlar bölgedeki İslam varlığının yaşatılması açısından önemlidir. Fakat daha önemli gelişmeler, engellemelere rağmen gelecekte Kosova’nın İslam ülkeleriyle daha güçlü bir işbirliğini gerçekleştirmesine bağlıdır. Bu noktada bahsettiğimiz üzere Türkiye’ye çok önemli görevler düşmektedir. Türkiye’nin dış politikadaki atılımları İslam ülkeleri için sadece Kosova’da değil, tüm Balkan coğrafyasında önemli katkılar sağlayacaktır.

Yorum bırakın